Azîz: Üstün, kuvvetli, güçlü, şerefli, mağlup edilmesi mümkün olmayan, galip olan demektir.
Cenâb-ı Hakk buyuruyor:
“..O, üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.”
Kur’ân-ı Kerîm’de doksan bir yerde geçmektedir. Fakat hiçbir yerde tek başına zikredilmemiş; dâimâ Esmâü’l Hüsnâ’dan diğer bir isimle beraber vârid olmuştur.
Allâhü Te‘âlânın “Azîz” sıfatı, O’nun hiçbir zaman mağlup edilemeyeceğini, her zaman galip olanın Kendisi olduğunu ifâde eder. Allâh kâinatta mutlak kuvvet sahibidir ve O’ndan üstün hiçbir güç yoktur.
Kâinattaki tüm düzeni, insanların sırrını kavramaya güç yetiremedikleri veyâ yeni yeni keşfedebildikleri her türlü kanunu yaratan Allâh’tır. Bunun yanı sıra yeryüzünde bulunan her canlıyı yaratan da O’dur. Allâh’ın kâinatta kendini gösteren sonsuz gücü ve kudreti karşısında, yarattıklarının âcizliği ise apaçıktır. Yarattığı tüm varlıklar ancak O’nun emriyle hareket edebilmekte, yaşamlarını sürdürebilmekte, belirli bir düzen içinde var olabilmektedirler.
Kuşkusuz bu âcizlik yeryüzüne hâkim olduğunu zanneden insan için de geçerlidir. Bir insan ne kadar güçlü, zengin ve i‘tibar sâhibi olsa da, Allâh (c.c.) karşısında âcizdir, güçsüzdür. Ne malı, ne parası, ne de ona i‘tibar eden insânların sayısı, onu Allâh’ın azâbına karşı koruyamaz. Ancak Allâh’a teslim olan, O’nun emirlerine uygun yaşayan, rızâsını kazanmaya çalışanlar hâriç.
O hiçbir şekilde ve sûrette asla yenilgiye uğramayan, her şeye gücü yetendir.
O, haksızlık yapılamayacak kadar güçlüdür.
O en üstündür, en yücedir, şeref ve izzet sahibidir.
(Mehmed Nuri Şemseddin Nakşıbendî, Kalplerin Anahtarı)