Bilmiş ol ki; çocukların terbiye yolu, üzerinde ehemmiyetle durulması gereken işlerden biridir. Çocuk, anne ve babanın yanında ilâhî bir emânettir. Onun kalbi sâfî bir cevherdir. Her türlü nakış ve sûretten boş, nakşedilen her şeyi kabûle müstaîd, kendisine müteveccih, her şeye meyil eder vaziyettedir. Kendisine iyilik telkîn edilir ve iyi işler yaptırılırsa, çocuk iyi bir insan olarak yetişir; dünyâ ve âhirette saâdete ulaşır. Onu böyle yetiştiren anne-baba, muallim ve mürebbî de sevâbda ona ortak olur. Kötü işlere itilir ve hayvanât gibi ihmâl edilir, terbiyesine bakılmazsa, işi azıtır ve helâk olur. Onun bu kötülüğünde ise velî ve murâkıbı ortaktır. Zîrâ Allâhü Teâlâ:

“Ey îmân edenler, kendinizi ve çoluk çocuğunuzu Cehennem ateşinden koruyunuz.” (Tahrîm s. 6) buyurmuştur.  Çocuğu sıyânet, onu güzel terbiye edip temizlemek, ona ahlâkî fazîletleri öğretmek, kötü arkadaşlardan onu korumak, devâmlı sûrette zevkü safâ içinde bırakmamak, refâh ve zînet sebeblerini sevdirmemektir. Çünkü zînet ve refâha alışınca büyüdüğü zaman, onları elde edebilmek için ömrünü onların peşinde kaybeder ve ebediyyen helâk olur gider. Bunun için daha ilk günlerinde çocuğun terbiyesine ehemmiyet vermeli.

Haramdan meydana gelen sütten beslenen vücûd pisleşir, pisliklere ve kötü işlere meyil eder. Çocuk, iyiyi kötüden ayırd edebilecek seviyeye geldiği zaman, ki genellikle bu, altı yedi yaşlarında olur, dikkatle takip edilmelidir. Bu da utanma hissinin kendisinde başlaması ile belli olur. Çocuğun, utanıp kendini büyüklerden sayarak bâzı işlerini terk etmesi, akıl nûrunun parlamasına delâlet eder. Bu sâyede bâzı şeylerin çirkinliğini farkeder ve onları yapmaktan utanır. Bu fehim ve idrâk hâli Allâh (c.c.)’un bir lûtfudur. Aynı zamanda kalbinin temizliğini, ahlâkının itidâlini müjdeler. Bunun gibi bu hâl, erginlik çağında akl-ı kâmilin müjdecisidir. Utangaç çocuğu ihmâl etmek doğru olmaz. Onun hayâsından faydalanarak terbiyesine dikkat etmek lâzımdır.

 (Huccetü’l İslâm İmâm Gazâlî, İhyâ-u Ulûmiddîn, c.3, s.165)