“Peygamberim, mü’minleri cihâda teşvik et! Eğer senden harbin şiddetlerine sabredecek yirmi kişi bulunursa onlar iki yüz düşmana galebe ederler ve eğer sizden yüz kişi olursa onlar o kâfirlerden binine galebe ederler.Çünkü kâfirler idraksiz bir gürûhtur.” (Enfâl s. 65) Bu âyeti kerîme Bedir gazâsında harb başlamazdan evvel önce Betda mevkiinde nâzil olmuştur.Bu âyet nâzil olduktan sonra Resûlullâh (s.a.v.), Ashâbını saff-ı harb nizâmına koyup düşmanla karşı karşıya geldiklerinde düşmana saldırmağa teşvik ederdi. Nitekim Bedir günüde kemiyet ve keyfiyet cihetinden dört misli çok bir düşmanla karşılaşan ashâbını, sâhası göklerle yer kadar geniş olan cennet vaadiyle teşvik eylemiş ve galebe tahakkuk etmiştir.  İbn-i Abbas (r.a.)’in rivâyetine göre, Müslümanlar on misli çokluğundan düşmanla çarpışmayı ağır bulmuşlardı. Bunun üzerine bu ağırlık tahfif ve Enfâl sûresinin altmış beşinci âyeti neshedilerek altmış altıncı âyet nâzil olmuştur. “Şimdi Allâh sizden -yükünüzü- hafifletti ve bildiki sizde muhakkak bir zaaf vardır. Şimdi sizden sabır edebilecek yüz kişi olursa onlar iki yüze galebe ederler. Sizden bin kişi olursa onlarda Allâh’ın izniyle iki bine galebe ederler. Çünkü Allâh sabredenlerle beraberdir.” (Enfâl s. 66) Bu âyet-i kerîmenin mazmûnuna göre harb sahasında Müslüman kuvveti düşmanın yarısı derecesinde az ve zayıf olursa çarpışmak vâcibdir. Fakat bundan da az bir hadde indiği sûrette düşmana atılmak vâcib değildir. Belki bir takım harb vesilesi olabilecek şeylere göz yumurak harb tehlikesini atlamak caiz
olur. Alî bin Ebi Talib ( r.a.)’in İbn-i Abbas (r.a.)’den rivâyetide böyledir. Burada istifâde edilen fâideler cümlesinden biriside memleketi düşmana karşı muhafaza için serhadleri tutmak ve kapamak Allâh (c.c.) yolunda harb ve kıtal ecri gibi ecri mucib olduğudur. O cümleden biriside insana ezâ ve meşakkat ârız olduğu zamanlarda o meşakkati kaldırmak ve fıtrî kuvvetleri
yerinde tutmak için şiir inşâdının câizi olmasıdır.
(Hz.Mahmûd Sami Ramazanoğlu (k.s.) Mûsahâbe 3, s.184-185